İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | persist in f. | ayak diremek | ||
She persisted in her opinion. Fikrinde ayak diredi. More Sentences |
||||
Genel | persist in f. | ısrar etmek | ||
Genel | persist in f. | bir şeyde inat etmek |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | persist in (doing something) f. | (bir şey yapmakta) ısrar etmek | ||
For how long will the French, the Spanish and other such separatists persist in this, may I ask? Fransızlar, İspanyollar ve benzeri diğer ayrılıkçılar bu konuda daha ne kadar ısrar edecekler, sorabilir miyim acaba? More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | persist in (doing something) f. | (bir şey yapmakta) ısrarcı olmak | ||
If some countries wish to persist in this, it is of course up to them. Eğer bazı ülkeler bu konuda ısrarcı olmak istiyorlarsa, bu elbette onlara kalmış bir şeydir. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | persist in (doing something) f. | (bir şey yapmayı) sürdürmek | ||
This allows the disease to continue to persist in the animal population. Bu da hastalığın hayvan popülasyonunda varlığını sürdürmesine olanak sağlamaktadır. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | persist in doing the opposite f. | zıt gitmek | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | persist in (doing something) f. | (bir şey yapmakta) inat etmek | ||
Öbek Fiiller | persist in (doing something) f. | (bir şey yapmaktan) vazgeçmemek | ||
Öbek Fiiller | persist in (doing something) f. | (bir şey yapmakta) diretmek/direnmek | ||
Öbek Fiiller | persist in doing f. | yapmakta ısrar etmek | ||
Öbek Fiiller | persist in doing f. | yapmakta ısrarcı olmak | ||
Öbek Fiiller | persist in doing f. | yapmayı sürdürmek | ||
Öbek Fiiller | persist in doing f. | yapmakta inat etmek | ||
Öbek Fiiller | persist in doing f. | yapmaktan vazgeçmemek | ||
Öbek Fiiller | persist in doing f. | yapmakta diretmek/direnmek |